Yaralarımızı Üflemek

Zihnimin kıvrımlarında yeniden kendime hayat bulma çabası epey yorucuydu. Çünkü zihnim karanlıktı ve ben kendime karşı yargı dolu düşüncelerle kaplamıştım. “Parla” kelimesine odaklandım bir kaç hafta ve kendimden özür dileyerek, saklanıp saklanıp üflediğim yaralarıma söz verdim. Zihnimden karanlığı birden silemezdim ama şefkatle sarılıp parlamasına, kalbime gün ışığı dolmasına müsaade edebilirdim. Yaralarımızı üfleme bir seçimdi.

Bir gün cesaret edip zihnimde sokak sokak gezintiye çıktım. Yeni mahalleler, renkli dükkanlar, sıcacık sobalı esnaflar keşfettim. Bazen bir şarkı, bazen bir merhaba veya bebeğiyle yürüyüşe çıkan bir anne ile ışıklar yanar karanlık sokağımıza. Görünmeyen gerçek duygular görünür olup sobeler bizi.

yaralarımızı üflemek

Şimdi bir anneyim ve oğluma kendini sevmesini öğretmeye özen gösterirken kendimize gaddar oluşumuzu anlamlandıramıyorum. Aynada oluşan parmak izleri ve öpücük yaparken kalan tükürükleri sevgi parıltısı görebilmeli insan ve sinirlenip işlerin yetişmeyişine söylenmek yerine gülümseyip olsun demeyi seçtim ben. Ve her sabah rutinimiz oldu aynada kendimize öpücük atmak. Çünkü zaman öyle güzel işliyor ki kendi kuralı kendi gerçekliği ile sana bana aldırmadan, kim gülüyor kim kırgın, kim sarılıp kucak açmış sevdiğine kim bir nasılsını çok görmüş kardeşine.

Zaman sorgulamıyor ve senin toparlanıp günaydın demeni beklemiyor. Yaralarımızı üfleme seçimi senin, benim, bizim. Ya güneş gibi parlarız ki biz kadınlar çok güzel parlarız, ışığımıza döner bir daha bakar gören inanamamakla imrenmek arası karışık duygularla ya da belirsizlik içinde zamana esir düşüp acı ve hüzün doldururuz zihnimizi. Ve böyle hisseden kayboluşa kapı aralamış birileri varsa aramızda burası kaybedenler kulübü değil kadınlar kulübü diyerek bize tutunmasını fısıldıyorum, kalbin elbet  çiçek açacak güzel kadın. Biliyorum  gülüşün bile yoruldu çabalamaktan, yine de gören olmadı seni…

yaralarımızı üflemek

¶ Cesur olalım mı? 

Gökyüzü gerçekten mavi mi? Ya o aşık olduğumuz deniz mavi mi? Aslında su renksiz ve saydamdır. Denizin mavi rengi su moleküllerinin ışığı emme ve yansıtma özelliğindendir. Bizler de birer su molekülü gibiyiz duygu durumumuza baktığımızda. İçimize gömdüklerimiz kadarız, cesaretimiz kadar güçlüyüz, inandıklarımız ve çabalarımızın yansımasıyız. Ve her kalp içinde açan çiçeğin kokusu gibi tebessüm eder. Bazılarımız papatya gibi saf ve mütevazi, bazılarımız ise orkide gibi gururlu ve ihtişamlıyızdır. 

Çok yazdım mevzu yazmak olunca düşünceler dans pistindeymişçesine şova kalkıyor. Son olarak ayağını yorganına göre uzat, hayallerini değil. Kocaman kocaman hayallerin olsun olur mu? Cesur ol büyük hayaller kur ve deme ki olmaz. Kaçma hislerinden, benliğinden, hatta yüzleş. Canın yanar ve o an tedavi süreci de başlar kendince kapattığın yaralarının…

Canfeda Yaşagör
Matematik Öğretmeni – Eğitim Koçu

Scroll to Top